İngilizce deyimler. Muhakkak bir yerde duymuşsunuzdur. Bir şarkıda, filmde, günlük konuşmada, yazışmalarda. Kaçmak mümkün değil.
Peki, diyelim ki İngilizce'de en çok kullanılan 15 deyimi öğrendiniz. Günlük İngilizce kullanımınız ne kadar gelişir?
Bu Deyimleri Öğrenmenin Faydaları:
- Doğallık: Bu deyimler, İngilizce konuşanların günlük konuşmalarında sıklıkla kullandığı ifadelerdir. Bu nedenle, bu deyimleri kullanmak konuşmanızı daha doğal ve yerel hale getirecektir.
- Anlama: Bu deyimleri bilmek, İngilizce konuşanların ne demek istediğini daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.
- Kelime dağarcığı: Yeni kelimeler öğrenerek kelime dağarcığınızı genişletecektir.
- Konuşma özgüveni: Bildiğiniz deyimleri kullanmak, konuşma özgüveninizi artıracaktır.
Haydi başlayalım. Aşağıda sizin için bir tablo hazırladım. Bu tabloda İngilizce'de en çok kullanılan 15 deyimi bulacaksınız.
Daha aşağıya gitmeden bu tabloya bir göz atın. Söylenmek isteneni ne kadar anlayabiliyorsunuz?
No | İngilizce Deyim |
---|---|
1 | Break a leg |
2 | It's raining cats and dogs |
3 | Let the cat out of the bag |
4 | Under the weather |
5 | Hit the books |
6 | Cost an arm and a leg |
7 | Piece of cake |
8 | Spill the beans |
9 | Kick the bucket |
10 | See eye to eye |
11 | Hit the nail on the head |
12 | Bite the bullet |
13 | Let's call it a day |
14 | It's a piece of cake |
15 | Pull someone's leg |
Mesela 'break a leg' ifadesi. Bacak kırmak. Peki gerçekten de anlamı bu mu? Veya 'kick the bucket' ifadesinin anlamı, gerçekten kovaya tekme atmak mı?
İngilizce'de Günlük en çok kullanılan 15 deyim ve Türkçe karşılıkları
Peki, bir de tabloya şimdi bakın. Birazcık daha mantıklı gelmeye başladı mı? Aslında 'break a leg'in iyi şanslar anlamına geldiğini tahmin etmiş miydiniz?
No | İngilizce Deyim | Türkçe Anlamı |
---|---|---|
1 | Break a leg | İyi şanslar |
2 | It's raining cats and dogs | Yağmur çok kuvvetli yağıyor |
3 | Let the cat out of the bag | Sır verme |
4 | Under the weather | Kendini iyi hissetmemek |
5 | Hit the books | Ders çalışmak |
6 | Cost an arm and a leg | Çok pahalı olmak |
7 | Piece of cake | Çok kolay |
8 | Spill the beans | Sır verme |
9 | Kick the bucket | Ölmek (kaba bir ifade) |
10 | See eye to eye | Aynı fikirde olmak |
11 | Hit the nail on the head | Tam olarak doğruyu söylemek |
12 | Bite the bullet | Zor bir şeyi yapmak |
13 | Let's call it a day | Burada keselim, artık yeter |
14 | It's a piece of cake | Çok kolay |
15 | Pull someone's leg | Birini kandırmak, şaka yapmak |
İngilizce'de Günlük en çok kullanılan 15 deyim ve örnek cümleler
Elbette, isteğiniz üzerine her bir deyime örnek cümleler ekleyerek tabloyu daha da anlamlı hale getirebiliriz:
No | İngilizce Deyim | Türkçe Anlamı | Örnek Cümle |
---|---|---|---|
1 | Break a leg | İyi şanslar (performans öncesi) | I have a presentation tomorrow. Break a leg! (Yarın sunum yapacağım. İyi şanslar!) |
2 | It's raining cats and dogs | Yağmur çok kuvvetli yağıyor | I can't go for a walk now, it's raining cats and dogs. (Şu an yürüyüşe gidemem, yağmur çok kuvvetli yağıyor.) |
3 | Let the cat out of the bag | Sır verme | Oops, I let the cat out of the bag about the surprise party. (Üf, sürpriz partiyi söyledim.) |
4 | Under the weather | Kendini iyi hissetmemek | I'm feeling under the weather today, I think I'll stay in bed. (Bugün kendimi iyi hissetmiyorum, sanırım yatakta kalacağım.) |
5 | Hit the books | Ders çalışmak | I have a big exam tomorrow, so I need to hit the books tonight. (Yarın büyük bir sınavım var, bu yüzden bu gece ders çalışmam lazım.) |
6 | Cost an arm and a leg | Çok pahalı olmak | That new car cost an arm and a leg. (O yeni araba çok pahalıya patladı.) |
7 | Piece of cake | Çok kolay | The exam was a piece of cake. (Sınav çocuk oyuncağıydı.) |
8 | Spill the beans | Sır verme | Come on, spill the beans! Who won the lottery? (Hadi ama, sırrı söyle! Piyangoyu kim kazandı?) |
9 | Kick the bucket | Ölmek (kaba bir ifade) | Unfortunately, my grandfather kicked the bucket last year. (Ne yazık ki, büyükbabam geçen yıl vefat etti.) |
10 | See eye to eye | Aynı fikirde olmak | We don't always see eye to eye, but we're still good friends. (Her zaman aynı fikirde olmasak da, hala iyi arkadaşız.) |
11 | Hit the nail on the head | Tam olarak doğruyu söylemek | You hit the nail on the head when you said that. (Tam olarak doğruyu söyledin.) |
12 | Bite the bullet | Zor bir şeyi yapmak | I know I have to bite the bullet and tell her the truth. (Doğruyu söylemek zorundayım, biliyorum.) |
13 | Let's call it a day | Burada keselim, artık yeter | I'm tired, let's call it a day. (Yorgunum, bugünlük bu kadar yeter.) |
14 | It's a piece of cake | Çok kolay | This task is a piece of cake, I can finish it in no time. (Bu iş çocuk oyuncağı, hemen bitiririm.) |
15 | Pull someone's leg | Birini kandırmak, şaka yapmak | He was pulling my leg when he said he was a millionaire. (O, milyoner olduğunu söyleyerek beni kandırıyordu.) |
Bu örnek cümleler sayesinde deyimlerin kullanıldığı bağlamı daha iyi anlayabilir ve kendi cümlelerinizde nasıl kullanacağınız konusunda fikir edinebilirsiniz.
Umarım bu yazım yararlı olmuştur. Eğer deyimleri günlük hayatınıza katacak şekilde İngilizce çalışmak istiyorsanız, size İngilizce konuşma odaklı özel derslerimi öneririm. Bu derslerde sizin ihtiyacınız ne ise tamamen ona odaklanıyoruz, ve İngilizceyi konuşarak öğreniyoruz.
Öğrencilerimin İngilizce öğrenmedeki başarı hikayeleri
Kendisinden sadece 1.5 saat süren speaking dersi aldım ve zamanın su gibi akıp geçtiğini hatırlıyorum. Sizlere oldukça ilginç ve zihin açıcı sorular yöneltiyor.
Ayşegül D. - Öğretmen
Derslere 2023 yazında başladık fakat iş hayatındaki zorlu süreç maalesef dersleri bırakmama sebep olmuştu. 2024 yılı itibariyle tekrar başladık. Geç bir saatte ders alabiliyorum ve hocanın bu konudaki anlayışlı tavrı çok değerli.
Gülcan E. - Doktor
Çok kısa bir süre eğitim almama rağmen bana konuşma için özgüven veren, öğretim tarzı ve bilgi aktarımı üst seviye olan değerli bir öğretmenimizdi Canberk Hoca.